19 Ocak 2010 Salı

Song for a Friend

Aslında yeni temamın (Little United Nations) dönemin başından beri büyük umutlarla beklediğim Hollanda seyahatiyle uyumuna dair bir yazı yazacaktım size. Delegecilik oynadığımız, dünyayı kurtardığımızı sandığımız bu oyunun, yalandan da olsa kendimize kurduğumuz dünyanın içerisinde bize neler kattığından, kavgasıyla çıkarcılıklarıyla, ütopik idealleriyle gerçek dünyanın nasıl bir simülasyonu olduğundan bahsedecektim. Ama şimdi söylemek istediğim başka şeyler var.

Arkadaş dediğiniz bir insandan neler beklersiniz? Kolay soru değil. Herkesin vereceği klasik cevapların bir karması olarak ben, beni dinlemesini, zor durumda kaldığımda yardımcı olmasını, en azından birkaç ortak zevkimizin olmasını, beraber güzel sohbet edebilmeyi, gerektiğinde kendimi ona sınırsızca açabilmeyi ve güvenmeyi isterim. Ama çok önemli bir etken daha var: karşısındakini olduğu gibi kabul edebilmek. Ally de daha önce bahsetmişti, birilerini değiştirmeye çalışmaktan. Ey beni değiştirmeye çalışan, her hareketimi eleştiren, her davranışıma bir kulp takan siz! Arkadaş elbette karşısındakinin hatalarını söyleyebilmeli, düzeltmesi için ona yardımcı olmalıdır ama madem o insanı bütünüyle beğenmiyor, eleştirmeye devam ediyorsanız sorarım size: neden arkadaşsınız ki o insanla? Arkadaşlık bazı şeylere aynı açıdan bakabilmek, her zaman olmasa da belli bir noktada ortak bir dünya görüşüne sahip olmak değil midir? İnsan en yakını olan arkadaşlarına düşüncelerini söyleyemeyecek, hislerini paylaşamayacak, insanlara kızdığında bunu ona anlatamayacaksa arkadaşlığın ne anlamı kalır ki? Her iki taraf da başka arkadaşlar bulsun kendilerine bence. Yoksa iki kişi de yara alacak.

O zaman size Jason Mraz'dan Song for a Friend gelsin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder