24 Ekim 2009 Cumartesi

Başlarken

Uzun süren blog ismi bulma çabaları, Angie'nin destekleri, thefoolonthehill'in isimlerimizi beğenmemeleri ve yazılan Facebook notları sonrası bu cumartesi akşamı ani bir kararla Je fais du vélo adlı blogumla ben de aranızdayım=)

Aslında şuan yapılcak milyonlarca işim var ama mütemadiyen melankolik olan bu kulunuzun zaman zaman yazmaya çok ihtiyacı oluyor, şarkı söylemeyeyse her zaman (onu da çevremdekilerin kafasını evde,okulda, koridorda, asansörde şişirerek yapıyorum zaten). Bu blog'la ruh halimin iniş ve çıkışlarını gözlemleyebilir ya da bana hiç bulaşmamayı seçebilirsiniz- evet hala şansınız var.

Dediğim gibi sağım solum belli olmaz- çok çabuk mutlu olur, çok çabuk üzülürüm. The Beatles'ı çok sever (bu aralar beatles rock band'i bana hediye almak istersiniz diye), Chris Martin'in sesiyle depresyona girer çok güzel Brian Molko taklidi yaparım. Arada belki sizinle SAT kelimelerimi paylaşırım- bu aralar hiç ezberleyemiyorum kerataları- Robinson Crusoe favori kitapçımdır- bi kez girince saatlerce çıkmak bilmem- size oradan da bildirebilirim. Caramel macchiato en sevdiğim kahvedir, aklınızda bulunsun.

"J'aime la vie, Je fais du vélo" ya gelince... Fransız özentiliği bu kulunuzda hep vardı. Şaka bir yana Fransız isim duyunca mest olanlardanım- bu Fransa'nın kendisini çok sevdiğimden değil-ki severim de- diline aşık olduğumdan... "J'aime la vie, je fais du vélo, je vais au cinéma" ise izleyicinin sinemadaki rolü ve Fransız sineması hakkında çok şeker, izlenesi bir belgesel. Hayatı, sinemayı ve fransızcayı sevenler için...


Şimdilik benden bu kadar,
Sıktıysam sizi affola
Vedamı ise Coldplay'le yapayım, beni sevin, okuyun diye=)


"i took my love down to violet hill
there we sat in snow
all that time, she was silent still

so if you love me
won't you let me know?"









1 yorum:

  1. ilk izleyicin olarak son soruna cevabımı verdim sanırım.

    i love you and i'm right now letting you know:)

    YanıtlaSil