13 Kasım 2009 Cuma

Wander Your Own Land

Efendim, kızıyormuşsunuz yazmıyorum diye blog'uma. Hatta isyan geldi Tuncer'den "Yazılacak o kadar şey varken neden tek kelime yazmıyorsun blog'una, sınav mınav anlamam ben. Zamanla değişen insanlardan, ufak şeyleri ne kadar çok kafamıza taktığımızdan bahset" dedi bana. Tuncer hasta olup da beni üzmese, ben daha çok yazarım ama bilmiyordu bunu o işte.
Şu zamanlar hayatımla ilgili kararlar aldığım bir dönem. Kendimi 3olarına gelmiş biri olarak hayal etmekte büyük güçlük çekiyorum;her şey o kadar belirsiz, karanlık ve flu ki... Nerede olacağım? Ne yapıyor olacağım? Kimlerle beraber olacağım?Kimlerle hala konuşuyor olacağım? Her gece yatmadan önce beni en az yarım saat uykusuz bırakan bu sorular şu an hayatımı oluşturuyor.
Uzaklara gitmek, sıfırdan başlamak, tanımadığım insanların ortasında tek başıma, yapayalnız olmak beni korkutmuyor değil. Ama bir o kadar da heyecanlandırıyor, mutlu ediyor. Kurulmuş bir düzenin ortasında, herkesin sizin için belirlediği kurallara göre oynamaktansa; gidip kendi kurallarımı kendim koymak daha cazip geliyor. Gözlerimi kapatıp 15 yıl sonra kendimi nerede gördüğüme gelince. Sanırım sınır tanımayan bir doktor olarak Nijerya, Darfur, Etiyopya gibi bir ülkede çocuklara yardım ediyorken görmek isterim kendimi. Kuşkularım yok mu, tabi ki var. Nasıl yaşarım oralarda? Tutunabilir miyim? Ama yazdığıma göre resmileşti bu hayalim artık. Beni hala akademik kariyer yapmak için çabalayan, sistemin kölesi olmuş bir öğrenci olarak görürseniz hatırlatabilirsiniz.
Saçmalamaya başladım yine galiba. Herkesin boş olduğunu düşündüğüm ergen sorunlarımı atlatmak üzereyim ama. Artık her insanın tanımaya değer olduğunu ve herkesin bu dünyaya bir şeyler katmak için geldiğini düşünüyorum.

Try to understand that I'm
Trying to make a move just to stay in the game
I try to stay awake and remember my name
But everybody's changing
And I don't feel the same.

2 yorum:

  1. ama keane ne güzeldir.

    çok benzer sorular herkesin kafasında var sanırım. hepimiz bi şekilde gelecek kaygısı taşıyoruz yani. ama nolucak ben de bilmiyorum...

    YanıtlaSil
  2. sanırım bilmemek güzel olan. rau olsa it is the journey not the destination derdi şimdi. Hayatımızı oluşturan amaçlar değil o amaca ulaşmaya çalışırken yaptıklarımız, en büyük ama en gerçek klişe bu sanırım... (evet sanırım'ı çok kullanıyorum:D)

    YanıtlaSil