23 Ekim 2010 Cumartesi

16

Bugün evdeydim. Sorumluluklar bir yığın olmuşken ve vaktim varken hiçbir şey yapmamayı tercih ettim. İntikam alıyordum güya. Kendimden intikam alıyorum aslında. Şuan en yakın arkadaşımın doğumgünü kutlanırken, orada olamamanın intikamını. O hep 'orada'ydı halbuki. Ben onun en önemli günlerinden birinde yanında olamıyorum. Çünkü akvaryumun içine tıkılı kalmış bir japon balığından daha da hapsolmuş haldeyim. Siz hissetmiyorsunuz bunu. Akvaryumum aslında epeyce büyük çünkü, bazen ben bile okyanusta olduğum yanılgısına kapılmıyor değilim. İşte o yanılgıya kapıldığım anda cam duvarlara kafa üstü çarpar buluyorum kendimi. Doymuyorum. Canım acıyıncaya, gözlerim ağlamaktan kızarıncaya kadar tosluyorum kafamı cam duvarlarıma. Bana acıyın diye söylemedim bunları. Ama sınırlarımı neden bu kadar aşmak istediğimi anlayın diye anlattım. Neden uzaklara gitmek istediğimi, neden bazı şeyler için bu kadar inat ettiğimi, bazen neden yanınızda olamadığımı anlayın diye söyledim


Doğum günün kutlu olsun karaoğlan! Bir dahaki sefere söz yanında olacağım. 


these streets have too many names for me
i'm used to glenfield road and spending my time down in orchy
i'll get used to this eventually
i know, i know
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder