6 Ekim 2010 Çarşamba

4

O kadar işimin arasında ne yaptım biliyor musunuz? Full House izledim, iki bölüm. Hani şu Mary-Kate ve Ashley Olsen kardeşlerin bebekken oynadıkları dizi. Seventh Heaven'la beraber çocukluğumun en güzel dizileri. Elvis hastası, çapkın, yakışıklı Jesse Dayı, çizgi film kahramanı taklidi yapan Joey ve yunan asıllı baba Danny'nin, üç tane dünya tatlısı kızı birlikte büyüttükleri dizi. Bütün bunlar Jesse Dayı'nın Glee'ye konuk oyuncu olarak katılmış olması ve Ally'nin bunu bana hatırlatması sayesinde/yüzünden oldu. Normalde çocukluğuna dönmek isteme nostaljisini pek yaşamayan, hep büyümek isteyen ben, hüzünlendim, çocukluğumu hatırladım ve keşke öyle kalsaydım dedim. Michelle "You got it dude" dedi, ben güldüm. Jesse Dayı'nınki gibi duvarında plaklar ve gitarların asılı olduğu bir odayı düşlediğimi hatırladım, Elvis'le de ilk orada tanışmıştım galiba. İşte ben haftasonunu Full House izleyerek geçirdim. Jenerikte üstü açık arabalarıyla ailecek Golden Gate köprüsünden geçerlerken bunu söylüyorlardı:
"Everywhere you look


There's a heart
A hand to hold on to.
Everywhere you look 
There's a face of somebody who needs you."



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder